Birleşmiş Milletler, dünya genelinde çocuk sahibi olma arzusunu engelleyen faktörleri analiz eden kapsamlı bir rapor yayınladı. Bu rapor, hem gelişmiş ülkelerde hem de gelişmekte olan bölgelerde ebeveyn olma hayallerinin nasıl zorluklarla karşılaştığını gözler önüne seriyor. Özellikle ekonomik, sosyal ve sağlık alanındaki engeller, bireylerin çocuk sahibi olma kararını doğrudan etkiliyor. Bu yazıda, Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan raporun detaylarını inceleyecek ve çocuk sahibi olmanın önündeki en büyük engelleri madde madde açıklayacağız.
Birleşmiş Milletler’in raporunda, ekonomik koşulların çocuk sahibi olma kararını en fazla etkileyen faktörlerden biri olduğu vurgulanıyor. Ebeveyn olmak isteyen çiftler, maddi yönden yeterli birikimlerinin olmaması nedeniyle çocuk fikrini ertelemekte ya da tamamen vazgeçmektedirler. Günümüzde artan yaşam maliyetleri, eğitim giderleri ve sağlık harcamaları, ailelerin çocuk sahibi olma isteklerini büyük ölçüde kısıtlıyor. Özellikle düşük gelirli ailelerin çocuk sahibi olma istekleri, ekonomik belirsizliklerden dolayı azalmakta ve bu durum nüfus artış oranlarını da olumsuz etkilemektedir. Birleşmiş Milletler raporuna göre, dünya genelinde düşük gelirli ülkelerde çocuk sahibi olmayı düşünen çiftlerin %30’u, maddi yetersizlikler nedeniyle bu hayallerini ertelemektedir.
Birleşmiş Milletler’in raporunda dikkat çeken bir diğer önemli konu ise sağlık hizmetlerine erişim. Sağlık sistemlerinin yetersiz olduğu bölgelerde, kadınların hamilelik ve doğum süreçleriyle ilgili yaşadıkları zorluklar, ebeveyn olma kararını etkileyen temel engeller arasında yer alıyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, sağlık hizmetlerine erişim sorunları nedeniyle anne ölümleri ve bebek ölümleri yüksek oranda gerçekleşiyor. Bu durum, pek çok ailenin çocuk sahibi olmaktan uzak durmasına sebep oluyor. Rapor, kadınların hamilelik öncesi, hamilelik süreci ve doğum sonrası sağlık hizmetlerine erişimlerinin artırılması gerektiğini vurgularken, dünya genelinde bu konuda ciddi adımlar atılması gerektiğini ifade ediyor. Ayrıca, sağlık hizmetlerine erişim imkanı olmayan kadınların çocuk sahibi olma kararlarında bazı korkularının bulunduğuna da dikkat çekiyor.
Bununla birlikte, Birleşmiş Milletler, çocuk sahibi olmayı erteleyen çiftlerin çoğunun, ekonomik olarak güvencelerinde bir değişiklik olursa çocuk sahibi olmayı düşünebileceğini belirtiyor. Ayrıca, toplumların sağlık politikalarını güçlendirmesi, kadınların sağlık imkanlarını artırması için gerekli adımların atılması gerektiği ifade ediliyor. Bu adımlar, yalnızca bu bireylerin değil, aynı zamanda toplumsal sağlığın korunmasında da belirleyici rol oynamaktadır.
Sonuç olarak, Birleşmiş Milletler'in yaptığı bu analiz, çocuk sahibi olmanın önündeki engellerin çok boyutlu olduğunu göstermektedir. Ekonomik zorluklar, sağlık hizmetlerine erişim, toplumsal baskılar ve diğer sosyal faktörler, çocuk sahibi olma kararında önemli bir rol oynamaktadır. Bu engellerin ortadan kaldırılması için hem ulusal hem de uluslararası düzeyde işbirliği ve kapsamlı politikalar gerekmektedir. Toplumların bu konuya duyarlılığı artırılarak, bireylerin çocuk sahibi olma arzularının desteklenmesi sağlanmalıdır. Böylece, insanlığın en temel ihtiyaçlarından biri olan aile kurma ve çocuk sahibi olma hakkı, herkes için ulaşılabilir hale gelebilir.