Marmara Denizi'nde, Türkiye’nin önemli fay hatlarının bulunduğu bölgede, 3 büyüklüğündeki bir deprem, 27 Ekim 2023 sabah saatlerinde hissedildi. Depremin merkez üssünün Türkiye’nin en kalabalık bölgesinin hemen yakınında olması, bu sarsıntının yaratmış olduğu endişeyi artırdı. Yerel saatle 08:15’de meydana gelen bu deprem, pek çok kişi tarafından hissedilmesinin yanı sıra, sosyal medyada da geniş yankı buldu. Ülkede deprem konusundaki hassasiyet, yaşanan bu küçük sarsıntı ile tekrar gözler önüne serildi. Peki, bu depremin etkileri neler? Uzmanlar bu depremi nasıl değerlendiriyor? İşte detaylar.
Yapılan resmi açıklamalara göre, depremin merkez üssü Marmara Denizi’nin kuzey bölgesinde bulunuyordu. Sismik aktivitenin sıklıkla arttığı bu yüzyüze, uzmanlar depremin, özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde hissedilmesinin, kentsel yapıların dayanıklılığı konusunda bir alarm işareti olarak yorumlanabileceğini belirtiyor. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi’nden alınan verilere göre, depremin derinliği yaklaşık 10 kilometre olarak kaydedildi. Bu derinlikteki küçüklük, sarsıntının daha fazla hissedilmesine neden olmuştur. Yerüstünde yaşayan bireylerin sarsıntıyı hissetmesinin yanı sıra, yer altındaki yapıların da oluşturabileceği potansiyel tehlikeleri yeniden gündeme taşıdı.
Uzmanlar, Marmara Denizi’nde meydana gelen bu sarsıntının normal bir sismik aktivite olduğunu belirtirken, deprem tehlikesinin her zaman göz önünde bulundurulması gerektiğini vurguluyor. İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ahmet Yılmaz, "Marmara Bölgesi, aktif fay hatları üzerine kurulmuş bir bölge. Bu tür küçük depremler, büyük depremlerin habercisi değil, normal sismik dalgalanmalardır." dedi. Ancak, Yılmaz olası büyük bir depreme karşı alınacak tedbirlerin önemine de dikkat çekti. "Şehirlerde sıkı yapı denetimi ve binaların deprem dayanıklılığının artırılması şart" diyerek halkı uyardı.
Diğer taraftan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamalarda, depremin meydana geldiği saat itibarıyla herhangi bir olumsuz durumun tespit edilmediği ve tüm acil durum ekiplerinin hazır bekletildiği ifade edildi. Belediye yetkilileri, şehir genelinde afet yönetim sistemlerinin sürekli olarak güncellendiği ve deprem sonrası halkın bilgilerinin anlık olarak sağlandığı konusunda güvence verdiler. Bu tür olayların sıklıkla yaşanabileceği ve hazırlık yapılmasının önemine dikkat çeken yerel yönetimler, ayrıca halkın da bu konuda bilinçlenmesine yönelik çeşitli eğitim programları düzenleyeceklerini açıkladılar.
Sonuç olarak, Marmara Denizi’nde yaşanan bu 3 büyüklüğündeki deprem, halkta kaygı yarattı ancak uzmanların değerlendirmeleri, bu tür sarsıntıların normal olduğunu gösteriyor. Yine de Marmara Bölgesi’nin deprem riski yüksek bir bölge olmasından dolayı, hem bireylerin hem de yerel yönetimlerin önlem alması gerektiği gerçeği göz ardı edilmemeli. Gelecekteki büyük olasılıklar göz önünde bulundurularak, hazırlıklarının artırılması ve gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması, bu tür anlarda ferah bir nefes almak için kritik öneme sahip. Tüm bu gelişmeler ışığında, sarsıntının verdiği ilginin, kamuoyunda bilinçlenmeyi ve tedbirleri artırmayı sağlayacağını ümit ediyoruz.