Yemen, son yıllarda iç savaşın etkisiyle derin ve duyulmaz yaralar almış bir ülke haline geldi. Çatışmalar, ülkenin ekonomik yapısını alt üst ederken, en çok etkilenen grupların başında çocuklar geliyor. Bugün Yemen sokaklarında, hayatın acımasız koşullarıyla yüzleşen çocuklar, direksiyon başında “şoför” olarak karşımıza çıkıyor. Bu çocuklar, yaşları küçük olmasına rağmen büyük sorumluluklar üstleniyorlar. Ekonomik krizin derinleşmesi, pek çok aileyi zor durumda bıraktı, çocuklar da bu zor koşullarda hayatta kalmak için çalışmak zorunda kalıyorlar.
Yemen’deki çocuk şoförlerin yaşam hikayeleri, iç savaşın onlara neler yaptığını gözler önüne seriyor. 12 yaşındaki Ahmed, her sabah hava aydınlanmadan önce evden çıkıyor. Kahvaltısını yapmadan sokaklara düşen Ahmed, burada taksi şoförlüğü yaparak ailesinin geçimine katkıda bulunuyor. Ülkenin iç savaş nedeniyle bozulan ekonomik yapısı, ailesinin temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmasına yol açtı. Ahmed için yolculuk başlar başlamaz, bir yandan trafiğin karmaşası içinde kendini bulurken, diğer yandan direksiyon başında daha fazla sorumluluğun altına girmektedir. “Bu işi yapmazsam ailem aç kalır,” diyor. Ahmed, arkadaşlarının okulda ders çalıştığını ve oyun oynadığını bildiğinin farkında; ama o, hayatta kalmak için mücadele veriyor.
Benzer bir hikaye de 13 yaşındaki Fatima’nın. Babası, savaşta hayatını kaybettikten sonra, annesiyle birlikte çalışmak zorunda kalan Fatima, motosiklet kiralayarak geçim sağlamaya çalışıyor. Hızla geçen araçların arasında yaptığı yolculuklar, onun için sadece maddi bir kazanım değil, aynı zamanda hayatta kalmak için büyük bir mücadele demek. “Okula gitmeyi çok isterdim, ama ailemin ihtiyacı var,” diyor. Fatima’nın da hedefi, aile sorunlarını çözmek ve daha iyi bir yaşam sağlamaktır.
Yemen’deki çocuk şoförlerin varlığı, sadece bireysel hikayelerden ibaret değildir. Bu durum, savaşın yarattığı travmanın ve sosyal dokunun nasıl yok olduğunu gösteren bir tablo gibidir. Çocukların, bu tehlikeli ve bir o kadar da riskli işlere yönelmesi, onların eğitimlerine, gelecek hayallerine ve çocukluklarına büyük bir zarar vermekle kalmayıp aynı zamanda toplumsal yapının da çökmesine neden olmaktadır. Düşük eğitim seviyesi, sağlık sorunları ve artan suç oranları bu sürecin kaçınılmaz sonuçları haline gelmiştir.
Birçok sivil toplum kuruluşu bu konuda harekete geçmeye çalışsa da, Yemen’deki savaşın karmaşık yapısı, çözüm yollarını zorlaştırıyor. Uluslararası yardım kuruluşları, çocuk işçiliğini sona erdirmek için kampanyalar düzenliyor. Ancak, sadece güzel sözlerle bu problemi çözmek mümkün olamıyor. Yemen hükümetinin, eğitim sistemini yeniden yapılandırması ve çocuklar için uygun çalışma koşulları oluşturması, öncelikli hedeflerden biri olmalıdır.
Yemen örneğinden hareketle görüyoruz ki, savaşın etkisi yalnızca fiziksel değil; ruhsal ve toplumsal olarak da derin izler bırakmakta. Bu çocuk şoförlerin, yaşamları boyunca taşıyacağı travmalar ve mücadeleler, onlara geçici bir kazanım sağlamaktan öte, yıllar süren bir kayıp yaşamalarına neden olmaktadır. Yemen’deki kaybedilen çocukluklar, geleceğin inşasında büyük bir boşluk oluşturmaktadır. Bu noktada, yalnızca ailelerin değil, tüm uluslararası toplumun harekete geçerek, öncelikli olarak bu çocukların eğitim ve gelişim fırsatlarını sağlaması gerekmektedir.
Sonuç olarak, Yemen’in çocuk şoförleri, sadece geçim mücadelesi vermenin ötesinde, hayatlarının tüm yönlerini etkileyecek bir seçim yapmak zorunda bırakılmıştır. Gelecekleri belirsiz olan ve çocukluklarını kaybeden bu çocukların sesi duyulmalı, onlara yardım eli uzatılmalı ve bir an önce kurtarıcı politikalar geliştirilmelidir. Yemen, savaşın üstesinden gelmeli, çocuk şoförlerin de masumiyetine kavuşmaları için gereken her şey yapılmalıdır.